Türkiye'nin Yerli Kalp-Akciğer Makinesi İlk Testten Başarıyla Geçti
TÜSEB ve ASELSAN iş birliğiyle geliştirilen Türkiye'nin ilk yerli kalp-akciğer makinesi, Bilkent Şehir Hastanesi'nde yapılan ilk kan testlerini başarıyla geçti. Yüzde 90'dan fazla yerlilik oranına sahip cihaz, 2026 başında hastanelerde kullanılmaya başlanacak.
Türkiye'nin sağlık ve teknoloji alanında attığı stratejik adımlar meyvesini vermeye başladı. Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ile ASELSAN tarafından ortaklaşa geliştirilen yerli kalp-akciğer makinesi, açık kalp ameliyatlarında kullanılmak üzere tasarlandı ve ilk kan testlerinden başarıyla geçti.
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi’nde yapılan testlerde, cihazın performansı beklentileri karşıladı. Test süreci boyunca ASELSAN mühendisleri hastanede kamp kurarak kalp damar cerrahisi laboratuvarında sağlık ekipleriyle birlikte çalıştı.
Hayvan Testlerinden Klinik Aşamaya Geçiliyor
TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan, “Başarılı geçen kan testlerinin ardından hayvan testlerine geçtik. Bu aşama da olumlu sonuçlandı. Şimdi hedefimiz sonbaharda klinik çalışmaları başlatmak ve 2026 başında cihazı sahaya sunmak” dedi.
Yüzde 90'ın üzerinde yerlilik oranına sahip cihaz, Türk mühendisliğiyle geliştirildi. Klinik testlerin tamamlanmasıyla birlikte cihaz, Türkiye'deki kalp merkezlerinde aktif olarak kullanılabilecek.
Yerli Cihaz, Global Pazara Açılıyor
Prof. Dr. Kervan ayrıca, dünya genelinde sadece üç büyük firmanın kalp-akciğer makinesi üretimi yaptığını vurguladı. “Bu cihazımız, yüksek standartları ve teknolojik altyapısıyla sadece Türkiye'de değil, uluslararası arenada da rekabet gücüne sahip olacak” ifadelerini kullandı.
Her Yıl 85 Bin Kalp Ameliyatı Yapılıyor
Türkiye’de her yıl yaklaşık 85 bin açık kalp ameliyatı yapıldığını belirten Kervan, bu operasyonların yaklaşık 50 bininin koroner bypass yöntemiyle gerçekleştirildiğini söyledi. Yerli üretim sayesinde sağlık sisteminin dışa bağımlılığı büyük oranda azalacak.
Dışa Bağımlılık Azalacak, Ar-Ge Güçlenecek
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Koordinatör Başhekimi Prof. Dr. Levent Öztürk ise, bu tür teknolojik yatırımların Türkiye’yi sağlık alanında daha bağımsız hale getirdiğini belirtti:
“Yerli üretim, dövizin yurtdışına gitmesini engeller ve ülke içindeki Ar-Ge yatırımlarını artırır. Bu aynı zamanda stratejik bir güvenlik meselesidir.”